4 Şubat 2014 Salı

Üst Kattaki Tesisat Kaçağı

  Tesisat işleri konusunda çalışan ben, geçenlerde afedersiniz klozet üzerinde otururken enseme düşün ilk su tanesi ile irkildim. İşimi bitirdikten sonra banyonun tavanında yapılmış olan asma tavanı söküp sorunu tespit etmeye çalıştım. İlk izlenimlerime göre üst kattaki klozetin yanında temiz su sızıyordu. Mevzuyu daha derinden anlayabilmek için 6.katta bulunan dairemden asansöre binerek yoluma devam ettim üst koşum evde yoktu bu git gel bir iki gün tekrarladı. Birkaç gün sonra aynı işlemi tekrarlayarak asansöre bindim yukarı çıktım! sonunda komşumu evde yakalayabilmiştim. Yüksek bir özgüvenle,

-Beyfendi banyonuzdan daireme su akıyor.Rica etsem bir kontrol edebilir miyiz? (Buarada kartımı da verdim)
-Mümkün değil.
-Nasıl mümkün değil kafama damladı , kaç gündür gelip gidiyorum.
-Arkadaşım olamaz daha yeni yaptırdım.
-Ben müasitse bir bakabilir miyim ?  Sonuçta bu konu uzmanlık alanım.

Neyse bu mevzu bu şekilde devam ederken merdivenden yukarı çıkan karşı komşumu gördüm. Komşuma;

-Hayrola bir kat fazla mı çıktınız? dedim.
-Yoo! Biz yukarda oturuyoruz. dedi.
-Kusura bakmayın karşı komşuma çok benzettim. dedim.
-Oğlum biz zaten senin karşı komşunuz. dedi

Kafam iyice allak bullak olmuştu.

Özetlersem;  6 katta oturuyorum, 1 üst kata çıkıyorum yani 7. kata, orada 6. katta oturan karşı komşumu görüyorum ve karşı komşum yukarda oturduğunu iddia ediyor.

Sonra ben neyse diyerek  asıl mevzuya dönüyor ve karşımdaki adama dairenizden daireme su akıyor demeye devam ediyorum.

-Adam yine olamaz diyor.

Derken arkadan bir kahkaha yükseliyor, karşı komşum dediğim bayan ben mevzuyu anladım diyerek araya giriyor.

-Oğlum bi dakka ben mevzuyu anladım, kıh kıh kıh (altına işeyecek neredeyse)
-Ne oldu diyorum merakla.
-Oğlum sen asansöre binip 0. kata inmişsin.

Asansöre dönüp bakıyorum asansör 7. katı gösteriyor. Ben asansöre binip 7. kata çıktığımı zannettiğim sırada 0. kata inmişim. Benim hemen peşimden asansöre binen kişi ise 7. kata çıkmış, asansör bu sebeple 7. katı gösteriyormuş. Karşı komşumda aslında dış kapıdan içeri giriyormuş.

Mevzu ayyuka çıkınca asansörü çağırdık. Karşı komşum olan teyze ile hiçbirşey konuşamadan 6. kata çıktık çünkü ikimiz gülmekten kendimize gelemedik.

Aşağıda ısrarla suyun bize akıyor dediğim adamında aslında altında daire yokmuş : ) elektrik odası imiş.

Ha bu arada su akma işini de merak eden olursa ( kuzenim tuğba için açıklıyorum çünkü bu kadar yazıyı okuyup ee su ne oldu hala akıyor mu diye soracak) sağolsun yöneticimizin hanımı ilgilenip yaptırdı..

Damarlarımda gezen asil karadenizli kanına bazen yenik düşüyorum. Yapacak birşey yok.


24 Haziran 2010 Perşembe

yıllanmış senaryo

Biz bildiğimiz senaryoları izlemeyi çok severiz,bu akşam Aşk-ı Memnu’yu bitirdik sonunda. İzleyen herkes de biliyordu sonunu . Peki biz sonunun nasıl olduğunu bildiğimiz senaryoları hep böyle izlemeye devam mı edeceğiz. Senaryosu değişmeyen yıllardır takip ettiğimiz bir dizi daha var. Ama bu dizi de insanlar rol icabı ölmüyor. Ama senaryo devam ettikçe yan oyuncalar rollerini çok iyi yapıyor. Eyyamcılar bi yandan alın bayrakları çıkın sokaklar, oturduğu yerden ahkam kesenler bir yandan “bunların bizden ne eksiği var ben ile aynı demokratik haklara sahipler aynı okullarda okuyorlar”, süslü medya ise tabiki her yandan. Halk ne yapsın, neden uğraşsın onun yerine düşünenler karar verenler varken ne gerek var şapkayı önüne koyup düşünmeye bu iş nasıl çözülür diye. Halk eyyamcılara uyar alır bayrağını eline , ilkokul çocuğunu öyle bir yetiştirir ki aynı topraklarda yaşadığı kardeş halkını uzaylı zanneder, gördüğü yerde kafasını kopartmak ister ve gün gelir kendi büyükleri gibi o da aynısını yapacak yaşa gelir, hiç görmediği , ne olup bittiğini bilmediği topraklardaki insanlar için ahkam kesip kelle uçurmaya devam edecektir; damdan düştü kurbağa salladı kuyuruğunu bunu gören jandarma aldı götürdü onu mezarını kazdılar mezar taşına şunları yazdılar, damdan düştü kurbağa…… Ama artık bu senaryonun değişme zamanı gelmiştir insanlar cenaze kaldırmaktan bıkmıştır. Bu senaryoyu değiştirebilecek olan tek güç kürt halkıdır. Pkk terörünü ancak bütün Türkiyenin empatisini kazanmış bir kürt halkı durdurabilir . Kürtler pkk değildir ama pkk yi dağdan indirebilecek olan güçtür. İşte bu yüzden bu sorunun çözümü için sorunu yaşayanların fikri alınmalıdır . Sahte açılımlarla , oy ve rant peşinde olanların yapabileceği bir iş değildir. Kürtlerin sorunları çözüldüğü zaman taşeron pkk nin bahanesi kalmayacaktır. Bu ülkede insanlar artık ölmesin köşede ki fırıncı abiye oğlun şehit oldu diye haber gelmesin , kürt anasına oğlun dağda vuruldu demesinler.


4 Haziran 2010 Cuma

"1 dakikada karikatür çizilir"

Uzun zamandır üşengeçlik bir tutukluk vardı yazmıyordum konu mu bulamıyordum bilmiyorum. Gerçi benim hayatımda konu olmaması gibi zaman dilimi olmadı bu güne kadar ama ...
Çalıştığım şirket beni fuar da kombi tanıtmak için görevlendirdi. Ben de ertesi gün yapacağım tanıtım için bi önizleme yapayım, oraları kolaçan edeyim dedim. Gittim baktım oradaki iş ortakları ile tanıştım derken fuara girerken gözüme ilişen bi yazı vardı ama işim olduğundan gidememiştim... ama aklımın kenarına yapılacak işler listesine ekledim.
işim bittikten sonra oraya doğru yollandım..

"1 dakikada karikatür çizilir"
yazının olduğu cebe girdim..
işi yapan amca
-karikatür mü çizdireceksin yeğen
-bakalım kaç lira diyecesun ona göre
-boyasız 7, boyalı 10 lira
-dur bakayım cebimde ne kadar var
-tamam amca resimden çizebilir misin?
-ikisi birden mi çizilecek
-iki kişi olunca fiyat mı artıyor?

yok yok çizeriz öğrenci misin.
..
.
.

.
.
..
.
.

.

.
tarzında biraz muhabbet ilerledikten sonra amca çizmeye başladı.
bakıyorum ya hiç benzemiyor ama diyorum herhalde şöle yapınca düzelecek bekliyorum..
yok yani ben kendimin hakan şüküre benzediğini bilmezdim
bu arada amca benzemediğini farkedince
- biliyorsun karikatür abartma sanatıdır
-biliyorum abi doğru sölüyorsun
diyorum ama içimden de vay anasın satayım sayın seyirciler diyorum..

iş bitmeye başladıkça benimde sabrım tükendi

-ya abi ben pek bıu işlerden anlamam yani benim bakmamla ilgili bi problem de olabilir ama sanki hiç bana benzemedi
- dedim ya abisi karikatür abartma sanatıdır..
-Abi ya ben bunu benim hatuna götürsem "bu ne ya başka karıların resimlerini çizdirip bana mı getiriyon yanlışlıkla mı getiriyon" der papaz mı edeceksin beni hatunla
-yok abisi ben sizin karakteristik özelliklerinizi çizdim.
nese iş bitti boyadı baktım baktım..

-abi yanlış anlama ama bu hiç dedim bize benzemedi eğer benzemiş olsa idi sana birsürü müşteri bulurdum ama.. sakın kırılma ben bakmasını bilmediğimden böyle düşünüyor olabilirim .
-ya doğru söyluyorsun bakış açısı
-kaç lira borcum
-paran yoksa verme abisi
-yok abi emek verdin olmaz öle şey ama kırılırsan çok üzülürüm sakın yanlış anlama beni..

cebimdeki son parayı ona verdikten sonra yürüdüm çıkışa doğru bi an ananı s.kiyim dolmuş param var mı idi lan benim heyecanına kapıldım...
ama ıkı tane 50 kuruş çıktı cebimden....

Güya kız arkadaşıma süpriz yapacaktım kendime çok güzel bir süpriz yaptım gerçi büyük ihtimalle görünce onada süpriz olacak : )....

saygılar öperim..
(fotodan çizilmiştir karikatür.)



26 Nisan 2010 Pazartesi

Uzay mekiğinde erkeklik

Bizim ailenin erkekliğe ilk adım attığı yerdir o uzay mekiğini kullanmak ya da kendini uzay mekiği kullanır sanmak. "Tamam hadi otur çevir." ile alınır ilk komut ve uzaya çıkmaya başlamışsındır. sağ kolun yavaş yavaş ateşlemeye başlamıştır Uzaya çıktığını sandığın ilk zamanlar en güzel zamanlarındır. Çünkü şöför sensindir ve arkanda da bir sürü güzel kadını sürüklemektesindir hepsinin kafasında uzay elbiseleri ellerinde ise ışın kılıçları. Sonra biraz büyümeye başladıkça aslında kandırıldığını anlamaya başlarsın ve işte o zaman anlarsın intikam yemeğinin soğuk yendiğini.. Bunu anladığın zaman ise arkanda sürüklediğin bir sürü kadında korku başlar...
-Yapma
-yerlere dökme
-Kıçında kurt çıkacak
-Elinizdekileri içeri odalara taşımayın yataklardan hamur çıkıyor
-Hadi artık dışarı çıkın
-Elini yalayıp yalayıp sokma şu hamurun içine
-ıyyyyyyyyy

Anladığında da ise aslında giyilen kıyafetlerin kafalarında hamurun içine düşmesin diye kafaya sarılmış yazma, kılıçların ise oklava olduğunun üzüntüsü çökmeye başlardı. Benim ailemde bu evreleri geçememiş bir erkek kızılderililerde kartalın kıçındaki tüyden koparamamış erkeğe benzerdi. Kartalın kıçındaki tüyü koparma sırası son temsilcimiz İ.Arda da imiş yolun açık olsun yeğen... Kıayafetsiz yola çıkma...

Bu evreleri geçtikten sonra ise işin en mantıklı tarafını beklmeye başlarsın
-Bi kare makarna yapında yiyek.
-Eriştenin üzerine ceviz var mı?
- Yetkin abi biraz yoğurt versene
- Olum sumak da dökün

-çok mu yedik ya..


Not: Makinada hala bozulmadı bıçakları falan he bide onun ek takılan bi parçası vardı aklıma geldi yazarken oda sanki yakıtını bitiren roketin yakıt tankı gibi..
sanırım o uzun parça uzun kesiyordu : )

15 Şubat 2010 Pazartesi

şişenin içinde hayat var!

Benim yaşadığım büyüdüğüm yerlere dostlar gezmeye gitti. Onlar adına çok mutlu kendi adıma burukluk...
aradım telefon ile
- ne yapıyorsunuz çocuk...nerdesiniz oraya gittiniz mi buraya gittiniz mi?
-yok be daha bartındayız.
-bartında ne işiniz var olum?
-abi ne biliyim organizasyon eksiği işte
-tamam bizim dost orada bi haber verin gelsin yanınıza.
-tamam aga.

akşama bir daha aradım..
-nerde kalıyorsunuz olu
-ya şurada
-iyidir orası ..
-sabah kalkınca şunu yapın bunu yapın . (çok bilmiş ben)

-Olum ne getireceksin bana.
-supriz.
-merak ettim be. gemi mi ,lokum mu lan?
-yok sölemem gelince görürsün. safranbolu evi hahaha : )
-iyi be hadi gelince görüşürüz. iyice gezinde gelin.

gidenler geri gelir..

-ne yaptınız gezdiniz tozdunuz mu olum?
-ya organizasyon çok kötü idi.
-iyi artık söle bakalım ne getirdin bana?
-sence?
-ne biliyim laan
Çantadan çıkarır verir.
bi anda tünelin diğer tarafında özlediklerin aklına gelir şişenin içinde..
tüneli geçip ilk cumayanına bakarsın...
yol uzar bitmez..aslında yol uzamaya gerededen başlamıştır. hasretin artık burnunun ucundadır beklersin kardemirin kömür deposunu görmeyi, sonrasında göreceğin mavi ateşi. İğrençte olsa camı indirdiğinde o kokuyu bilirsin bebeliğinden beri ciğerlerinde olan bilimum kükürt, bol carbonlu gazların kokusu. sonra baka baka geçersin kardemire. sağında da ebediyetin yatağı öğlebeli; aklındadır kaybettiklerin toprağın altındakiler. Köprüyü geçipte dünyanın en anlamsız heykelini görünce unutursun, terminale girerken bakarsın tanıdık var mı acaba diye. Sonra her noktasında anıların canlanır berberini görmek istersin, köşedeki manavı bayırı çıkarkende sosisçiyi.. İlk aşkına bakışın gelir aklına , onu beklediğin köşeden geçersin ve evine girersin.

2 days later : )) (2 gün sonra)
offf ben gidiyom ya çok sıkıldım.bavulu hazırlayıp
-alo akşama şuraya bilet var mı?
- gece 12 de efendim
-daha erken yok mu?
-yok.
-tamam tamam sen bana bi yer ayırt ben otobüs kalkmadan 5 dakka önce orada olurum.

tüneli geçersin hasret dolaşmaya başlar damarlarda... yapacak birşey yoktur...